Beyaz Bebekler

Bugünlerde blog sorunlarımız yön değiştirerek, bizleri üzmeye devam ediyor. Geçen hafta boyunca sevdiğim birçok bloga (örneğin Elifin terazisi, lezzet saati, kestane kabuğu gibi ) yorum yazamadım.

Bazıları sorunlarını diğer blogların yol gösterimiyle halletti. Lütfen diğerleri de düzeltmeye çalışsınlar. Onları ziyaret etmediğimizi sanmasınlar. Buna çok üzülüyorum. Çünkü birbirimizin varlığını bu yorumlarla hissediyoruz. O nedenle sizlere uğramadığımı sanmamanız için bir kere de blogumdan seslenmek istedim.Aşağıda gördüğünüz bu güze bebekleri kız kardeşim yaptı. Onun birçok becerisini sizlere sunmuştum.
Küçük kız kardeşimin Haziran da düğünü var. Her şeyini o kadar ince düşünüyor ve orijinal olsun diye uğraşıyor ki, arabasına konacak bebeği düşünürken bu bebekler ortaya çıktı. O kadar sevildi ve beğenildi ki kardeşim de devam etti. Ortaya birbirinden güzel kıyafetler çıktı. Sizlerin de görmesini istediğim bu bebeklerin yeni modellerini de sizlerle paylaşacağım.
Haftanızın çok güzel geçmesi dileğiyle,
Sevgiyle kalın.

Karpuz Kurabiye

Yeğenlerimle (blogumda fotoğrafı olanlar) beraber bir şeyler yapmaya bayılıyoruz. Onların ne yapacaklarını seçmeleri, unla oynamaları ve şekil verirken çabalarını izlemeye bayılıyorum. Karpuz kurabiyeyi gördüğümden beri onlarla yapmak için bekliyordum. Bana geldiklerinde gösterdiğimde çok heyecanlandılar. Önce renkleri konusunda kırmızıyı ben yapacağım diye epeyce çekiştiler ama sonuçta barış imzaladık ve çok emekleri geçti.

Fırın aşamasında nasıl da merakla beklediler Çıktığında pek sevindiler.Okullarındaki arkadaşlarına da götürmek için ayırdılar. O kadar emek verdikten sonra paylaşmak ve beğenilmek hoşlarına gidecek.
Bu güzel tarifi paylaşan facebook’ta pratik ev yemeklerine çok teşekkürler.

Malzemeler

  • 125 gr margarin
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 2 ajda bardak pudra şekeri
  • ½ paket kabartma tozu,
  • 1 adet vanilya
  • 1 adet yumurta
  • antep fıstığı ( çekilmiş )
  • Kırmızı renk gıda boyası(kürdanın ucu ile)
  • damla çikolata
  • Dr.Oetker ahududulu çilekli sosun 
  • 5 su bardağı +ı yemek kaşığı un
  • İki tutam sevgi(iki yeğenimde eklediler)

Yapılışı

  • Yumuşak margarini, sıvı yağı, yumurta, yoğurdu iyice harmanlayın.
  • Elenmiş un ve yarım kabartma tozu(tamamı konulunca şekli bozuluyor), vanilyayı ekleyin ve iyice yoğurun.
  • Hamuru üçe bölün. Eşit olmasın .Kırmızı boya katacağımız hamur daha çok ,antep fıstığı katılacak olan daha az ve en az da sade olan olsun.
  • Birine kırmızı boya, ve Dr.Oetkerin sosunu koyun ve yoğurun.
  • Diğerine toz Antep fıstığı ekleyin ve iyice yoğurun.
  • Üçüncü de sade olarak kalsın.
  • Streç filmi yayın ve üzerine merdaneyle açtığınız Antep fıstıklı hamuru yayın.
  • Üzerine yine merdaneyle açtığınız sade hamuru yayın.
  • En üstüne de kırmızı hamuru, açtığınız hamurların boyunda rulo yapın. Kalın bir rulo olsun.
  • Hamurların tam ortasına boyunca uzatın.
  • Diğer hamurlarla rulo şeklinde sarın.(Kırmızı ortada kalmış olsun.)
  • Sonra bu hamuru dilim dilim kesin. Bir tanesini alın. Yere yatırın ve elinizle hafifçe bastırın. Tam ortasından kesin.(Yuvarlak ikiye ayrılınca karpuzun şekli ortaya çıkmış olacak.) Kestiğiniz parçanın birkaç yerine damla çikolataları batırın ve çekirdekleri oluşturmuş olun.
  • Tepsiye yağlı kağıt serin ve dizin.
  • Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede 10 dakika pişirin. Yine de kendi fırınınızı daha iyi bilirsiniz? Çok çabuk oluyor. Dikkat edin.
  • Afiyet olsun.

Kremalı Kabak

İçimde bir kavga var” dedi dedesi torununa. “iki kurt arasında olan çok kötü bir kavga bu”.
Biri şeytan -o şiddet, kıskanç, mutsuz, pişman, doyumsuz, kendine acıyan, suçlu, kibirli, üstün ve egolu.
Diğeri iyi -mutlu, barışık, âşık, ümitli, cömert, yoldaş ve inanan-.
Bu kavganın aynısı senin içinde de ve senin gibi herkesin içinde de var” dedi dede torununa.
Torunu düşündü ve dedi ki “Peki dede hangi kurt kazanacak?”
Yaşlı dede “Senin Beslediğin” diye cevap verdi.

Dilerim içimizde hep iyi olanı besleriz.
Ne pişirsem blogundan aldığım kremşantili kabak tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Malzemeler

  • 1 kg. kabak
  • 3 adet yumurta
  • 200 gr. Krema
  • 250 gr. Beyaz peynir
  • ½ demet maydanoz
  • Tuz, karabiber, dereotu
  • Bir tutam sevgi

Yapılışı

  • Kabağın kabuklarını soyun. Tuzlu suda hafif yumuşayana kadar haşlayın.
  • Boyuna 1 cm. kalınlığında kesin.
  • Yağlanmış tepsiye sık olarak yerleştirin.
  • Yumurtayı iyice çırpın. Kremayı ilave edin ve yeniden çırpın.
  • Ezilmiş peyniri, dereotunu ve baharatları ilave edin, karıştırın.
  • Kabakların üzerine yayın. Geriye kalan kabakları da üzerine kapatın.
  • Önceden ısıtılmış fırında 200 derecede pişirin.
  • Afiyet olsun.

Kahvaltılık Kanepeler

Kastamonu’da okuyan kızım bu yıl tatillerde de halk oyunları yarışmaları nedeniyle Ankara’ya fazla gelemedi. Birkaç günle idare ettik. Yarışmalarda Karadeniz birincisi,Türkiye üçüncüsü oldukları için çok mutlu olduk ve çektiğimiz hasretin boşa gitmediğine sevindik.

Vizeleri başlamadan 19 Mayıs gösterisine çıktıktan hemen sonra Ankara’ya geldi ve bu akşam yeniden gidecek. Dört günün nasıl geçtiğini anlayamadım ama bu sefer çok üzülmüyorum. İnşallah 20 gün sonra yaz tatiline girecek ve uzun süre beraber olacağız.
Kızım geldiğinde evimiz nasıl da neşeleniyor. Beraber olmanın güzelliğini anlatacak sözü bulmakta zorlanıyorum.
Sofranın başında geçirdiğimiz vakitler daha da uzuyor. Onun anlattıkları ve bizim anlattıklarımızla hayat daha da renkleniyor. İstiyorum ki, o yokken yemediği her sevdiğini yapayım ve yesin. Halinden çok mutlu ama anne ben beden eğitimciyim, kilolar ne olacak diyor.

Kahvaltı ailece en sevdiğimiz öğün. Sevgili Neslihan  blogundaki kanepeleri yapmak hem çok kolay hem de çok zevkli. Blogunda o kadar şık ve güzel alternatifler var ki bakmanızı tavsiye ederim.Özellikle süslü sofra hazırlamayı sevenler için bulunmaz çeşitler var.
Arkadaşıma teşekkür ediyorum.

 
Krem Peynirli Kanepe
Malzemeler
  • Krem peynir
  • Salça
  • Kekik
  • Nane
  • Dereotu
  • Bir tutam sevgi

Yapılışı

  • Krem peynirine salça,ince kıyılmış kekik, nane ve dereotuyla karıştırın ve harmanlayın.
  • Kesilmiş ekmeklerin üzerine sürün.
  • Üzerlerine kaşar rendeleyin.
  • Afiyet olsun.

Zeytin Ezmeli Kanepe

Malzemeler

  • Zeytin ezmesi
  • Sıvıyağ
  • Nar ekşisi
  • Bir tutam sevgi

Yapılışı

  • Hepsini harmanlayın.
  • Ekmeklerin üzerine sürün.
  • İsterseniz krem peynirli karışımı üzerine krema torbasıyla sıkın.
  • Üzerine kaşar dilimi ve salam dilimi koyun. Kürdanla tutturun.
  • Zeytin ezmesini sürün üzerine kaşarı rulo yaparak kürdanla tutturun.
  • Afiyet olsun.
Uğur Böceği

Malzemeler

  • 1 paket tuzlu bisküvi (Ben tost ekmeğini ikiye bölerek yaptım)
  • 100 gr. Krem peynir
  • 10 adet kiraz domates
  • 5 adet siyah zeytin
  • 3 – 4 dal maydanoz
  • 1 çay kaşığı zeytin ezmesi ya da çörek otu
  • Bir tutam sevgi

Yapılışı

  • Tuzlu bisküvilerin üzerine krem peynirini sürün.
  • Kiraz domateslerini önce ikiye kesin. Uç kısmından ortaya gelene kadar yeniden kesin.(Kanat açmış gibi olması için) Bisküvinin tam ortasına koyun.
  • Uğur böceğinin başını oluşturmak için zeytinin çekirdeğini çıkarın ve ikiye ayırın.
  • Domatesin kesik olmayan tarafına tam ucuna gelecek şekilde koyun.
  • Benekleri içinde zeytin ezmesini kürdanla birkaç yerine dokundurun.
  • Maydanoz yapraklarıyla da süsleyin.
  • Afiyet olsun.

Sizde Katılın !

Sevgili Şükran , sevgili Öykü’nün ,tüm blogcuların birleşmesi ve paylaşımlarımızın devam edebilmesi için başlatmış olduğu bu mime beni de davet etme nezaketini göstermiş.


Bende, blogda yazı yazmaktan, sanal alemde bildiklerimi paylaşmaktan, bilmediklerimi öğrenmekten ne kadar mutlu olduğumu söylemek isterim.
Yaşın hiç önemli olmadığını insanın her zaman öğreneceği ne çok şeyi olduğunu bloglar sayesinde öğrendim. Sanal dahi olsa arkadaşlarım, dostlarımın sorunlarını ve sevinçlerini paylaşmanın güzelliğini blogum sayesinde yaşamaktayım.
Ve diyorum ki, lütfen bloglarımıza dokunmayın, bizler sadece paylaşmanın gücünü temsil ediyoruz.
Bende tüm arkadaşlarımızı bu etkinliğe davet ediyorum.

TÜM YASAKLAMALARA ,TÜM ENGELLEMELERE RAGMEN BURDAYIM .
BLOG YAZMAYI SEVIYORUM

Tiramisu

Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış…
Büyüğü Halil… Küçüğü ise İbrahim…
Halil; evli ve çocuklu. İbrahim ise bekârmış…
Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin…
Ne mahsul çıkarsa, ikiye pay ederlermiş… Bununla geçinip giderlermiş…
Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı. İkiye ayırmışlar… İş kalmış taşımaya…
Halil, bir teklif yapmış :
– İbrahim! Kardeşim, ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.
– Peki abi demiş İbrahim…
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… O gidince, düşünmüş İbrahim:
– Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine. Böyle demiş ve kendi payından bir miktar atmış onunkine…
Az sonra Halil çıkagelmiş.
– Haydi İbrahim, önce sen doldur da taşı ambara demiş
– Peki abi..!
İbrahim, kendi payından bir çuval doldurup düşmüş yola…
O gidince, Halil’i düşünmüş: Demiş ki:
– Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek. Böyle düşünerek, Kendi payından atmış onunkine birkaç kürek…
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atmış diğerine.
Bu, böyle sürüp gitmiş…
Ama birbirlerinden habersizlermiş.
Nihayet akşam olmuş. Karanlık basmış.
Görmüşler ki, bitmiyor buğdaylar.
Hatta azalmıyor bile…
Hak Teâlâ bu hali çok beğenmiş.
Buğdaylarına bir bereket vermiş, bir bereket vermiş ki…
Günlerce taşımış iki kardeş, bitirememişler.
Şaşmışlar bu işe…
Aksine çoğalmış buğdayları.
Dolmuş taşmış ambarları.
Bugün “Bereket” denilince, bu kardeşler akla gelir. Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir…

Dilerim hepimiz böyle insanlar olabiliriz ve evlerimize Halil İbrahim bereketi gelir.
Hepinize sevgiyle kalın derken Tiramisu tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Malzemeler

  • 1 hazır kek
  • 4 su bardağı süt
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 2 yemek kaşığı tepeleme mısır nişastası
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1 paket labne peyniri
  • Bir tutam sevgi

Islatmak için

  • 1 su bardağı sıcak su
  • 2 yemek kaşığı neskafe
  • 1 yemek kaşığı toz şeker

Üzerine

  • Kakao

Yapılışı

  • Sıcak suyun içerisine, neskafe ve şekeri ekleyip karıştırın.
  • Ayrı bir tencerede süt, toz şeker, mısır nişastası, un ve vanilyayı ekleyin.
  • Sürekli karıştırarak göz göz oluncaya kadar pişirin.
  • Altını kapattıktan sonra labne peynirini ekleyin ve çırpın.
  • Soğumaya bırakın.
  • Ara sıra karıştırın.
  • Keki servis tabağına alın.
  • Üzerini neskafeli karışımla ıslatın.
  • Muhallebinin yarısından fazlasını arasına yayın.
  • Kekin ikinci yarısını üzerine kapatın.
  • Neskafeli karışımla ıslatın.
  • Kalan muhallebiyi yayın.
  • Kakao serpin.
  • Afiyet olsun.

    Baklava yufkasında tahinli tatlı

    Çocukluğumuzun beraber geçtiği arkadaşlarım ve anneleriyle (Eski apartmanımdakilerle) ayda bir yaptığım toplantıları nasıl iple çektiğimi anlatmıştım.
    Çocukluğumun oyunlarını, gençliğimin hayallerini paylaştığım, iyi ve kötü her anımda beraber olduğum tüm dostlarımla ayda bir kere buluşup geçmişi, yaşadıklarımız, geleceği paylaşmak inanılmaz mutluluk veriyor.
     Bütün planlarımı o buluşmaya göre düzenliyorum, hepsini yeniden görmek bana inanılmaz mutluluk veriyor. Buluşmadan her çıktığımda yaşama sevgim artıyor.
    Her seferinde o kadar güzel şeyler öğreniyorum ki. Tüm becerikliler bir aradalar.
    Sevgili Yonca’m ve Demet’imden öylesine güzel şeyler öğrendim ve sizlerle paylaştım ki, eminim bundan sonra da paylaşmaya devam edeceğim.

    Yonca’nın baklava yufkasında tahinli tatlı tarifini vermek istiyorum. Gerrçekten hem çok kolay, hem de çok lezzetli. Teşekkürler Yonca’cım.

    Malzemeler

    • 3 adet baklava yufkası
    • Bolca ceviz, fındık
    • 1 su bardağı toz şeker
    • 6 – 7 yemek kaşığı tahin
    • Pudra şekeri
    • Yufkaları yağlamak için sıvıyağ
    • Bir tutam sevgi

    Yapılışı

    • Ceviz, fındık, çırpılmış tahin, toz şekeri iyice harmanlayın.
    • Yufkanın birincisini serin ve fırçayla sıvıyağı her tarafına sürün.
    • Üzerine ikinci yufkayı serin ve sıvıyağ sürün.
    • Üçüncü yufkayı da ikincinin üzerine koyun. Sıvıyağ sürmeyin.
    • Cevizli tahinli karışımı ucuna koyun.
    • Sıkı sıkı rulo yapın. Küçük küçük kesin.
    • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
    • Ilınınca üzerine pudra şekeri serpin.
    • Afiyet olsun.

    Buğday salatası

    Geçen hafta yeniden blogspotta sorunlar oldu.
    İki gün arkadaşlarımın ve kendi bloguma hiç giremedim. Girebildiğimde de son yazımın yorumları kaybolmuştu. İnanılmaz üzüldüm. Yorumlar kendi başımıza olmadığımızı, sevdiklerimizin olduğunu, birbirimizle birçok güzellikleri paylaştığımız için benim için çok önemli. Artık gerçekten yazı yazmak istediğim azaldı. Hep sorun, hep sorun. Neyse dilerim bir daha olmaz diyorum. Kaybolan yorumlar için de inşallah yeniden dönerler, kayboldukları gibi diyorum.

    Buğday salatamı “Hobi dünyam 13. yemek etkinliği diyet ve diyabetik tarifleri “ etkinliğine ev sahipliği yapan tadinadoyamadim‘ a gönderiyorum.
    Arkadaşıma kolaylıklar dilerim.

    Malzemeler

    • İstediğiniz kadar buğday
    • Mısır
    • Salatalık
    • Yoğurt
    • 2 yemek kaşığı mayonez (diyette olanlar atmayabilirler.)
    • Dereotu
    • Tuz
    • Bir tutam sevgi

    Yapılışı

    • Buğdayı iyice yıkayın ve haşlayın. Çok yumuşamasın dişe gelsin.(Bu biraz da arzunuza bağlı.)
    • Üzerine mısır ekleyin.
    • Yoğurta mayonez, tuz, ve ince kıyılmış dereotunu katın ve çırpın.
    • Buğdayın üzerine koyun ve hepsini karıştırın.
    • Servis tabağına alın.
    • Üzerine salatalık ve mısır serpin.
    • Afiyet olsun.

    Arap Bacı

    Shakespeare der ki:
    * Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima yaralar.
    * Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
    – Konuşmadan önce dinleyin,
    – Yazmadan önce düşünün,
    – Harcamadan önce kazanın,
    – Dua etmeden önce bağışlayın,
    – İncitmeden önce hissedin,
    – Nefret etmeden önce sevin,
    – Vazgeçmeden önce çabalayın,

    – Ölmeden önce yaşayın.
    * Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
    Hayranlıkla izlediğim bloglardan olan  devletsah. ’dan tarifini aldığım arap bacının tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.

    Malzemeler

    • 3adet yumurta
    • 1 su bardağı toz şeker
    • ½ su bardağı elenmiş un
    • 4 yemek kaşığı kakao
    • ½ su bardağı süt
    • ½ su bardağı sıvıyağ
    • 1 paket kabartma tozu
    • 1 paket vanilya
    • Bir tutam sevgi

    Yapılışı

    • Yumurtalar iyice çırpılır.Tozşeker ve yağ ilave edilerek krema kıvamına gelene kadar çırpın.
    • Kakao ilave edilip çırpmaya  devam edin.
    • Süt ve vanilyayı da ekleyin, çırpın.
    • Elenmiş un ve kabartma tozunu da ekleyin ve çırpın.
    • Yağlanmış kalıba un ya da toz şeker serpin ve karışımı içine boşaltın.
    • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
    • Kürdanı kekin ortasına batırın, kürdan temiz çıkıyorsa pişmiş demektir.
    • Afiyet olsun.

    Anneler Günü & Mim

    Anne
    geldim işte geldim…
    hani gelmez diyordun ya ardımdan
    hani gidince elini göğsüne bastırıp ağlamıştın ya
    geldim işte geldim anne!
    aç kapıyı bütün kapıları
    üşüdüm yorgunum
    ve yaralandım…
    şimdi firariyim kaçağım
    sevgilerden kaçıyorum…
    ah anne ne kolaydı bırakıp gitmek
    ne kolaydı ne kolay
    geçmişi bırakıp gelmek…
    hani okşardın saçlarımı dizine uzanınca
    hani iki damla akıp gelirdi gözlerinden
    yüreğime en derine…
    ben hiç masal bilmem ki
    niye söylediğin masalları unuttum anne
    yoksa hiç masal anlatmadın mı bana
    hani çocuktum anne
    oysa şimdi kocaman adam
    kocaman insan memleketim kadar
    yüzümü okşardın
    yüzüm gülerdi…
    şimdi biraz sakalım uzun
    gülmeyi beceremeyen yüzüm saklı
    derin çizgiler
    kederler
    acılar saklı…
    ben hiç ağlamazdım ya
    şimdi kapındayım ağlıyorum.
    ve üşüyorum anne
    temmuz sıcağında üşüyorum…
    geldim anne oğlun geldi…
    hayırsızın geldi bırakıp gidenin geldi
    saçlarımda aklarla
    yasak bıyıklarım ve sakalımla
    omzumda bin yıllık sevdalarla
    geldim anne ben geldim…
    bahçemizde akasya ağacı vardı
    dalları sarkardı pencerelerden içeri
    birkaç minik hayvancığımız
    bir de bizim kadar küçük
    gönlümüz kadar büyük evimiz
    kimler çaldı anne kimler aldı…
    bir çeşmemiz vardı kızardın
    oğlum terli terli su içme hasta olursun…
    o çeşme aksaydı da hasta olsaydım anne
    al anne kapıdan içeri al
    odadan içeri
    gönlünden içeri
    senden içeri…
    ben geldim… üşüyorum
    gidenler gelir mi derdin
    biraz geç olsa da
    gidenler geldiklerinde
    geldikleri olmasa da geldim anne…
    hani pek severdin karanfilleri
    bir de yaz yağmurunu bir de yıldızları
    bir de oğlunu…
    geldim anne
    yağmurla beraber
    yıldızlarla beraber
    oğlun geldi anne…
    hani uzanacaktım dizlerine
    hani ellerin okşayacaktı saçlarımı
    hani gülecekti gözlerimiz
    affet beni anne
    biraz geç oldu belki ama geldim
    geldim anne hemen yanındayım
    babam da yanımızda
    başını kaldırsana dokunsana baksana…
    yıldızlar var
    yağmur var
    oğlun var…
    bir de dostların bıraktığı karanfiller…
    geldim anne
    gitmemek üzere dönmemek üzere
    geldim anne…
                                  bırakma beni bir daha…      1998 Orhan Karahan

    Başta annem olmak üzere tüm annelerin anneler günün kutluyorum.

    Sevgili Ahsenin dünyası blog hikayemizin nasıl olduğu konusunda beni mimlemiş.Arkadaşıma sevgilerimi yolluyorum.

    İşte benim blog hikayem.

    Emekli olduğumda uzun çalışma saatlerinden sonra evde yalnız kalınca ne yapacağımı bilemedim. Önceleri yalnızca evdeki tozları kovalamaya başladım. Baktım, bunun sonu yok. Tozlar bitmeyecek ama yakında ben biteceğim.
    Kızlarımla internet yüzünden yaptığım tartışmalara ara vererek (ders çalışmayıp, sadece oyun oynayacaklarını düşünerek) bakalım neler varmış dedim ve onların yardımıyla da internet dünyasıyla tanışmış oldum.(Sonradan beni tanıştırdıklarına çok pişman ettim onları . Epeyce sıra beklettim.) Portakal ağacı blogunun sevdalısı olarak o kadar güzel şeyler öğrendim ki… Buradan sevgili Hatice’ye tekrar teşekkür ediyorum.

    Ben diğer blog arkadaşlarım gibi doğuştan yetenekli biri değilim. Sadece çabamla, çok çalışkan olmamla ve ilgi duymamla kendimi geliştirdim. (Utanarak söylüyorum ki, evlendiğim güne kadar mutfağın kapısından sadece yemek yemek için giren biriydim)
    Portakal ağacıyla tanışınca oradakileri denemeye ve sevdiklerime sunmaya başladım Erkek kardeşim abla neden sende blog açmıyorsun dediğinde asla yapamam dedim ama küçük kız kardeşim hadi abla şimdi açıyoruz dedi ve kendisi anında açtı. Yeğenim, adımı Birgül diye söyleyemediği için bana bülbül demişti ve aile içinde adım artık bülbül olarak tescillenmişti o nedenle adı konusunda hiç düşünmeden bülbülünyeri olsun denildi ve blog sahibi oldum.
    İlk günler yazarken yaşadıklarımı hiç unutamıyorum. Bazı şeyleri hiç bilmiyordum. İlk bana yorum yazan kişiye nasıl dönülür, ona nasıl gitmem gerek bilmediğim için sonraları nasıl üzülmüştüm. Benim kabalığımdan sanmışsa ne acı. Oysa ne yapılacağını bilmiyordum. Günde on kere bloguma girip bakıyordum, ne olacağını bekliyorsam. Sonra myyopiinin dünyası beni arkadaşlarının arasına yazmıştı. Eşim ve kızlarımın eve gelmesini nasıl sabırsızlıkla beklemiştim. Yeni bir keşifte bulunmuş kadar mutlu olmuştum.
    Zamanla birçok şeyi öğrendim, yeni arkadaşlar, dostlar edindim. Sanal âlem olsa da hepinizin acısını ve sevincini paylaşırken çok yakınım gibi oldunuz. İyi ki varsınız ve iyi ki ben blogumu açarak sizleri tanımışım. Sayenizde ne çok şey öğrendim. Hepinize sonsuz teşekkürler ve sevgiler.

    Sevgili ikiz büyütmek duyular konusunda beni mimlemiş. Arkadaşıma sevgilerimi yolluyarak işte cevaplarım diyorum:

    En sevdiğiniz üç görsel :
    Ailemle beraber kahvaltı sofrasında oturmak
    Deniz ve ormanın bir arada olduğu Karadeniz sahilleri
    Güneşin doğuşu

    En sevdiğiniz üç ses :  
    *Neşeli çocuk sesleri

    *Hatırla sevgilinin müziği
    *Kızlarımın ve yeğenlerimin beraber konuşurken cıvıl cıvıl sesleri



        En sevdiğiniz üç tat :                
       *Patates kızartması
       *Salatanın her çeşidi ve ceviz
       * Etli dolma



    En sevdiğiniz üç koku :

    *Yağmurda orman kokusu
    *Leylak ve hanımeli kokusu
    *Mutfaktaki miss gibi kokular
                                              




    En sevdiğiniz üç his :
    *Sevmek,
    *Sevilmek, 
    *Huzur